Narin Güran cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, tanık olarak dinlenen Salim Güran'ın işçisi 15 yaşından küçük R.A., çoban A.A. ve Narin'in amcası Erhan Güran'ın ifadelerinin ardından, Baba Arif Güran dinlendi. Mahkeme başkanının tanık beyanlarına söyleyeceği veya araştırılmasını istediği bir şeyin olup olmadığını sorması üzerine Arif Güran, "O videoda ben de vardım. Yemeğe gittik. 'A.A. orada olduğu için biz A.A.'yı çağırın' dedik. O adam, sabit. Akşam 6,5’ta köye girdiği için kimi gördüğünü sormak için çağırdık. A.A. ile konuştuğumuzda inkar etti, ağabeyim de bir-iki tokat vurdu" dedi.

Narin Güran davasında ortalık karıştı: Mahkeme başkanı salonun boşaltılmasını istedi Narin Güran davasında ortalık karıştı: Mahkeme başkanı salonun boşaltılmasını istedi

'KAMERANIN BOZULMASI O GÜNE Mİ DENK GELDİ?'

Oğlu Enes'in neden olmadığı sorusuna ise "Aile komple toplanacak diye bir şey planlanmadığı için Enes de yoktu. Oraya yemeğe gittik, özellikle planlanmış bir toplantıya değil. Benim kızım gitmiş, ruhum gitmiş. 'Allah için çağırın, benim kızımla ilgili bilgi versin' dedim. Ama maalesef kimse görmemiş kızımı. Bütün tesadüfler benim kızımın ölümüne mi denk geldi? Benim kızım Türkiye'ye mal oldu. Bu kadar önemli bir dosyada kameranın bozulması o güne mi denk geldi?' diye konuştu.

NEVZAT BAHTİYAR: BİLMİYORUM, HATIRLAMIYORUM

Daha sonra Nevzat Bahtiyar huzura alındı. Mahkeme başkanının sorularına, Bahtiyar şöyle cevap verdi:

-Araştırılmasını istediğiniz bir şey var mı?

Bahtiyar: Yok.

-Eklemek istediğin bir şey var mı?

Bahtiyar: Yok.

-Geçen celse dışında söylemek istediğin bir şey var mı?

Bahtiyar: Hayır.

Narin'i sen mi öldürdün?

Bahtiyar: Hayır.

Bahtiyar, avukatların sorularına ise şöyle yanıt verdi:

- (Olay günü) Oğlun Muhammed evde miydi?

Bahtiyar: Hatırlamıyorum.

- Salim, oğlunun hangi futbol okuluna gittiğini nereden biliyor?

Bahtiyar: Bilmiyorum, kaydetmedim. Büyük oğlum onu kaydetti, ben bilmiyorum.

-Salim bunu bilebilir mi?

Bahtiyar: Bilmiyorum.

- 28 Ağustos'ta ne yaptığını hatırlıyor musun?

Bahtiyar: Üzerinden 4 ay geçmiş, hatırlamıyorum.

-Oğlun, cesedi ahırın yan tarafından bırakıldığını nereden biliyor?

Bahtiyar: Ben kimseye söylemedim.

-Ona cezaevinde anlattın mı?

Bahtiyar: Hatırlamıyorum.

-Narin'in bulunduğu gün köye gittin mi?

Bahtiyar: Hayır.

-Kamera kayıtlarında Salim'in köydeki ilişkileri soruluyor. 'Orada yok' diyorsunuz. Ancak daha sonraki açıklamalarda var diyorsunuz?

Bahtiyar: Hatırlamıyorum.

-Narin'in cenazesini alıp evden çıktın, sonrasını anlatır mısın?

Bahtiyar: Ben cenazeyi aldım, araca bıraktım. O sırada Salim geldi, battaniyeyi aldı. O sırada nereye gittiğini bilmiyorum.

-O araç neredeydi?

Bahtiyar: Bilmiyorum.

-Narin'in çantasını dereye götürme esnasında açtın mı?

Bahtiyar: Hayır, sadece kemerini aldım, torbayı bağladım.

- Olay günün Necmettin Kaya ile 00.30'da telefonla görüştünüz. Ne konuştuğunuzu hatırlıyor musunuz?

Bahtiyar: Hayır.

- 'Salim aracıyla cami yolunu kullanarak geldi, battaniyeyi orada teslim aldı' dediniz. Bunu açıklayın.

Bahtiyar: Cami yolundan geldi. (Haritadan gösterilmesinin istenmesi üzerine) Hatırlamıyorum. Uzunbahçe tarafına olay günü dışında gitmedim.

-Narin'in raporunda iç çamaşırında PSA bulunmuş. Sperm öncesi bir bulgu.

Bahtiyar: Ben öyle bir şey yapmadım. Narin'in üzerine bir taş bıraktım.

-Orada 38 dakika ne yaptınız?

Bahtiyar: İlk önce ip aradım. Çuvalın ağzını kapatmak için bekledim. Çuvalın içindeki kancayı ben koymadım, beni takip etmiş olabilirler.

-Siz bu cinayeti Salim Güran'ın işlediğini ve ailenin de size iftira ettiğini mi düşünüyorsunuz?

Bahtiyar: Salim, kendi ağzıyla bana Narin'i öldürdüğünü söyledi. Bana niye iftira attıklarını bilmiyorum.

DURUŞMA ARANIN ARDINDAN BAŞLADI

Duruşma, verilen aranın ardından 15.30'da başladı. Devam eden duruşmada savcı, Narin'in annesi Yüksel, ağabeyi Enes ve amcası Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında ağırlaştırılmış müebbet talebiyle hazırlanan mütalaayı okudu, cezalarında indirime yer olmadığına karar verilmesini istedi. Erhan Güran'ın evinin önündeki toplantının kamera görüntülerinin de suç teşkil etmesi gerekçesiyle, kamu adına suç duyurusunda bulunulmayı talep etti.

 

'KOLLUK KUVVETLERİNE BİLDİKLERİMİ ANLATTIM'

Daha sonra Arif Güran'a söz verildi. Olay gününü anlatan Arif Güran, "Olay günü Batman'daydım. Sabah evden çıktım. Amcamoğlu ile beraber. Akşamüstü köydeki komşum beni aradı. Nerde olduğumu sordu. 'Hayırdır' diye sordum. Merak ettiğini sordu. Bismil’de olduğumu söyledim. Narin'in kayıp olduğunu söyledi. Ardından bir kişi daha aradı. Oradan eve gelene kadar 2-3 kere kaza geçiriyorduk. Benim 5 tane oğlum da var ama Narin benim için farklıdır. Annesi için de farklıdır. Ne kadar önem gösterdiysem annesi de 2 kat gösterdi. Şimdi bir anne evladıyla sınanıyor. Köye yetiştik, aramalara katıldım. Orada kendimden geçtim. 'Narin'e bir şey mi oldu' dedim. Jandarma köpeği nereye gidiyorsa, o taraflara gidiyorum. Gençlerle mısırın içine girdim. 'Bir şey söylediğim zaman, kolluk dahil herkes sen aileni savunuyorsun' diyor. Muzaffer, beni aradı. Bir kaza olduğunu söyledi. Yanına gittim. Bana fotoğraf gösterdi. 'Benziyor' dedim. Komutanımızla beraber hastaneye gittik. Benim telefonumu sosyal medyalara paylaşmışlar. Kim paylaşmış onu da bilmiyorum. Öyle bir şey oldu ki artık telefona cevap veremez oldum. Birçok asılsız ihbar geldi. Kolluk kuvvetlerine bildiklerimi anlattım" dedi.

'BENİM KIZIMDAN NE İSTEDİN SEN'

Arif Güran, "Nevzat'ı anlattım. Bana, 'Bir adam 50 bin TL için adam öldürmez' dediler. 4-5 gün hiç uyuyamadım. Yemek de yiyemedim. Artık beynim uyuştu. Bu şekil ifadelere de gittim. En son karakola gittiğim zaman karakol komutanımız da oradaydı. Diğer yarbaylar da oradaydı. Orada, 'Kızım tepeye çıkmamış' dedim. 'Narin görmemesi gereken bir şeyi gördü. O yüzden ona kıydılar. Senin, Erhan'ın ve Baran hariç diğerleri biliyor' dediler. 'Mümkün değil' dedim. 'Önce 5' dediler sonra '5.45' dediler. Saat 7'ye kadar kızımı köyün içine koydular. 'İnanmıyorum' dedim. Bana, 'Şeyma Kaya 4,5'ta senin kızını görmüş' dediler. Sonra bana, 'Salim 18.30'da hızla arabayla köyün içinden senin kızını almış gitmiş' dediler. Dedim, 'İnanmıyorum.' Sonra Salim tutuklandı. Sonra Salim'in 2 işçisini yakaladılar. Telefon görüşmesi falan filan. Bu süreç bu şekil devam etti. Benle hanımım karakola gittik. 'Narin, Salim'in aracına binmiyor ama' dediğim zaman bana 'Ama demeyeceksin' dedi. Yüksel de o arabayla nişana gittiğini söyledi. Ona da 'Sen nasıl böyle bir şey söylersin' dedi. 'Tamam gidin, komutan şu an müsait değil' dedi. Bu vahşi, camide yanıma geldi. Zoruma giden bu oldu. Eli bile titremiyordu, benimle namaz kılıyordu. Benim kızımdan ne istedin sen? Buradaydım, sen ne istedin kızımdan? Tepenin üstünde iki kurşun sıksaydı. Bu adam gözümün içine bakıyordu" diye konuştu. Bu sırada Yüksel Güran da "Allah'ım sen bize yardım et" diyerek bağırdı.

 

‘NARİN’İN ANNESİNE NAMUSSUZLUK YAFTASI YAPIŞTIRIYOR’

Nevzat Bahtiyar'a yönelik Arif Güran, "Senin başına silah dayandığı zaman, Salim tutuklandıktan sonra gelseydin. 1700 jandarma personeli vardı. Gelseydi. Bazıları diyor ki itirafçı. Kaçarken yakalandı. Evladım için canımı veririm. Böyle bir Allahsızlık var mıdır? Salim yakalandıktan sonra konuşmuyorsun. O namaz seni çarpsın. Öbür dünyada senin imanına, senin dinine davacıyım. Bunun üzerine Narin'in annesine namussuzluk yaftası yapıştırıyor. Avukat Ali, sen televizyonda benim namusum üzerinde konuşuyorsun. Aynaya bak. Tülin doğduğu zaman özürlüydü. Öyle bir gözleri vardı ki. Bu anne 8 yıl boyunca baktı. Kızım sabaha kadar ağlardı. Bu ana o evladına baktı, 8 yıl boyunca baktı. Yukarıda Allah var. Eşimin namusuna da kefilim. Herkes kendi ailesinden sorumludur. Kimse kimsenin iffetine, namusuna laf söyleyemez. Benim kızım eğer bugün orada bir defa ölüyorsam o anne bin defa ölüyor. Benim kızım nerede katledilmiş belli. Bir katilin lafıyla evimin içine giriyor. Gittim, oğlumu öptüm. Oğlum uyandı. Uyanmasaydı, intihar edecektim. Bir insan koltuğundan olmasın diye bir aileyi katlediyorlar. Allah vekil, Narin için tek bir şey yapan devlettir. Diğer insanların hepsi para için, takipçi için. Ben her gün ölüyorum" diye konuştu.

SALONDA GERGİNLİK, DURUŞMAYA ARA VERİLDİ

Anne Yüksel Güran, ağlayarak, "Ya Rabb’im sana isyan etmiyorum ama bu vahşiye isyan ediyorum" diyerek bağırdı. Ağabeyi Enes Güran da sesini yükselterek "Bırakın beni, çıkmak istiyorum" dedi. Bunun üzerine gerginlik yaşandı, Güran ailesinden bazı kişiler, "Adalet" diyerek bağırdı. Bunun üzerine mahkeme başkanı, salonun boşaltılmasına karar verip, duruşmaya ara verdi.

 

DURUŞMA YENİDEN BAŞLADI

Duruşmada gerginliğin ardından verilen ara sona erdi. Duruşma saat 17.15 sıralarında yeniden başladı. Mahkeme salonuna Güran ailesinin yakınları, alınmadı. Enes Güran'ın avukatı Mustafa Demir'in itirazı üzerine mahkeme başkanı, ailenin tepkisi nedeniyle yakınlarının salona alınmadığını, durumun yarın tekrar değerlendirileceğini söyledi.

Kaynak: (DHA-Haber Merkezi)