"Deprem Dirençli Şehirler Kurmalıyız"
Deprem hazırlıklarının sadece yıkılan binaları onarmaktan ibaret olmaması gerektiğini vurgulayan Görür, "Eski duruma dönmek çözüm değil. Hedefimiz, şehirlerimizi deprem dirençli hale getirmek olmalı." dedi. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlatan Görür, şehirlerin ve köylerin bu bilinçle inşa edilmesi gerektiğini söyledi.
"Gelişmiş Ülkeler Depreme Can Kaybetmiyor"
Görür, deprem konusunda gelişmiş ülkelerin örnek alınması gerektiğini belirterek, Japonya, Tayvan, Çin ve ABD’nin sarsıntılara karşı gerekli önlemleri aldığını vurguladı. "Bilginin ve teknolojinin geliştiği toplumlarda insanlar depremde hayatını kaybetmiyor. Ancak biz on binlerce insanımızı kaybediyoruz. Deprem hazırlığı için özel bir planlama, bilimsel çalışmalar ve doğru inşaat teknikleri gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"6 Şubat Depremleri Sürpriz Değildi"
Güneydoğu'daki büyük depremin beklendiğini ve daha önce uyarılar yapıldığını hatırlatan Görür, yerel yönetimlerin bu süreçte yeterince önlem almadığını belirtti. "Eğer deprem bölgesi 1999’dan itibaren sistemli bir şekilde hazırlansaydı, binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmezdi." dedi.
"Türkiye’yi Deprem Ülkesi Olarak Kabul Etmeliyiz"
Türkiye’nin tamamının bir deprem bölgesi olduğunu vurgulayan Görür, "Burada az, burada çok diye bölgeleri sınıflandırıp tedbir almayı geciktirmemeliyiz. Deprem her an, her yerde, herhangi bir büyüklükte meydana gelebilir." ifadelerini kullandı.
"En Yakın Tehlike Hangi Bölgede?"
En yakın deprem riskinin Erzincan ile Bingöl Karlıova arasındaki Yedisu fayında olduğunu belirten Görür, "Bu bölgede en son büyük deprem 1790’lı yıllarda yaşandı ve bu fay yaklaşık 250 yılda bir kırılıyor. Süre dolmak üzere, 2030’lara kadar burada bir deprem olma ihtimali yüksek." diye konuştu.
İkinci olarak Bingöl Karlıova ile Bingöl Göynük hattına dikkat çeken Görür, burada da uzun zamandır büyük bir kırılma yaşanmadığını ifade etti. Ayrıca, Adıyaman, Siirt, Diyarbakır ve Hakkari hattında da sıkışma yaşandığını ve bu durumun depremin öne çekilmesine sebep olabileceğini söyledi.
"Marmara’da Deprem Olasılığı Yüzde 47"
Marmara Bölgesi’nde büyük bir depremin kaçınılmaz olduğunu belirten Görür, "Tüm bilimsel veriler, Marmara Denizi’nde 7 ve üzeri büyüklüğünde bir depremin olacağını gösteriyor. ABD’li bilim insanlarının yaptığı çalışmalara göre, 1999 yılından itibaren 30 yıl içinde bu depremin olma ihtimali yüzde 47 olarak hesaplandı. Bu çok ciddi bir oran ve bölgenin hızla depreme hazırlanması gerekiyor." dedi.
"Depreme Hazırlık Bakanlığı Kurulmalı"
Depreme karşı uzun vadeli bir hazırlık sürecinin başlatılması gerektiğini vurgulayan Görür, "Marmara Bölgesi’nin yapı stokunun yüzde 60’tan fazlası depreme dayanıklı değil. Eğer bu bölge çökerse, Türkiye ekonomisinin yüzde 60’ını oluşturan alan zarar görecek. Bu da ülkeyi ekonomik ve siyasi olarak zora sokar. Gerçek beka meselesi budur. Depremi unutmamalı ve bu konuyu 24 saat boyunca gündemde tutmalıyız. Bir bakanlık kurularak depreme hazırlık çalışmaları yürütülmeli ve 20 yıl içinde tüm Türkiye deprem dirençli hale getirilmelidir." şeklinde konuştu.