Avukat Bozkurt, bu yeni yargı paketinde yer alan düzenlemeleri anlatarak, Medeni Kanun’da boşanma süreçleriyle ilgili önemli değişikliklerin yer aldığını belirtti. Özellikle Avukatlık Kanunu'nun 16. maddesinde yapılması planlanan değişikliğe dikkat çeken Bozkurt, daha önce kamu avukatlarının stajına ilişkin düzenlemelerin yönetmelikle belirlendiğini, ancak Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası bu düzenlemelerin artık kanun teklifiyle yapılacağını ifade etti.
Medeni Kanun’un 27. ve 166. maddelerinde yapılacak değişikliklerle ilgili olarak ise Bozkurt, Anayasa Mahkemesi'nin bu maddelerin belirli yönlerini anayasaya aykırı bularak iptal ettiğini hatırlattı. İsim ve soyad değişikliklerine dair ilan usulünün belirsizliği ile boşanma davası açma süresinin uzunluğunun iptal sebepleri arasında olduğunu belirtti. Yeni düzenlemeyle, ad değişikliklerinin ilanı için gerekli bilgilerin kapsamlı bir şekilde belirtileceği ve boşanma davası açabilmek için ortak hayatın yeniden kurulması için gerekli sürenin 3 yıldan 1 yıla indirildiğini vurguladı.
Yeni Suç Tanımı Getirildi
Bozkurt, bu kanun teklifi ile Türk Ceza Kanunu'na (TCK) yeni bir suç eklendiğini de açıkladı. TCK'ya eklenen 339A maddesiyle, "Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme" başlığı altında casusluk faaliyetlerine karşı daha etkili bir mücadele hedefleniyor. Bu düzenleme ile yabancı devlet veya organizasyonların çıkarları doğrultusunda devletin güvenliğine veya siyasal yararlarına karşı işlenen suçlar ağır cezalara tabi tutulacak. Bu suçu işleyenlere 3 ila 7 yıl arasında hapis cezası öngörülürken, suç savaş zamanında işlenmişse ceza 8 ila 12 yıla kadar artırılacak. Ayrıca bu suçların milli güvenlik açısından stratejik önemi olan kurumlarda işlendiği durumlarda cezaların bir kat artırılacağı belirtildi. Bu suçtan dolayı yapılacak kovuşturmanın Adalet Bakanı'nın iznine bağlı olacağı da eklendi.
Müdafilikle İlgili Değişiklikler
Bozkurt, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 226. maddesinde de bir değişiklik öngörüldüğünü belirtti. Eski düzenlemede, mahkeme tarafından yapılan yazılı bildirimlerin sadece müdafiye tebliği yeterli görülürken, yeni düzenleme ile bu bildirimlerin sanığa da yapılmasının zorunlu hale getirileceğini ifade etti.