Rapor, Filistin meselesinin genel tarihine, 2009-2023 yılları arasında Gazze'de yaşananlara ve 7 Ekim 2023 sonrası gelişmelere odaklanarak 4 bölümden oluşuyor.
Raporda, işgalin Gazze'de büyük bir soykırıma neden olduğu vurgulanarak, her 10 dakikada bir çocuğun öldürüldüğü gerçeği hatırlatıldı.
Özellikle ABD ve Avrupa'da Filistin yanlısı toplantı ve gösterilerin yasaklandığı, gazetecilerin susturulduğu, ünlülerin baskı altında tutulduğu ve sosyal medyanın kısıtlandığı belirtildi. Raporda, işgal rejiminin etkisi altında insan hakları ve kurumlarının gözlerini kapattığına dikkat çekildi.
"Uluslararası hukuk ve insan hakları koruma mekanizmaları çaresiz kaldı"
Raporda şu ifadeler yer aldı: "Son iki ay içinde açıkça görüldü ki uluslararası hukuk ve insan hakları koruma mekanizmaları çaresiz kaldı. İnsan haklarını koruma amacıyla oluşturulan uluslararası kurumların bu soykırım karşısında ne kadar etkili olduğu sorgulanmaktadır. Siyasetçilerin cesur açıklamalarına rağmen iç hukukun işletilmediği, uluslararası suç duyurularının gereğinin yapılmadığı, Mavi Marmara gibi önemli bir davada düşme kararı verildiği ve işgalci rejimle siyasi, ticari ve askeri ilişkilerin devam ettiği gerçeği utanç vericidir."
"Soykırımın unutulmaması için rapor önemli bir belge"
Raporda şu ifadeler yer aldı: "Gerçek insan hakları savunuculuğu anlayışıyla, zulmü tespit edip ortaya koymak, mücadelemizin önemli bir parçasıdır. Raporlarımız, geçmişin hatırlanmasını sağlamanın yanı sıra gelecekteki inşa sürecinde de önemli bir rol oynar. 2009'daki Gazze saldırılarından sonra yapılan çalışmalar, kimyasal silah kullanımını belgeledi ve bu deliller suç duyurularımızda kullanıldı. Şimdi de benzer bir hassasiyetle hareket ederek soykırımın hatırlanmasına katkı sağlamak istiyoruz."
Rapor ayrıca, Filistin'deki işgale, katliamlara ve soykırıma tarihsel bir bakış sunarken, 7 Ekim 2023 sonrasında yaşananlara, işlenen suçlara ve bunların hukuki değerlendirmesine odaklanıyor.