Özellikle küçük boyutlu, sessiz ve hareket kabiliyeti yüksek “quadcopter” tipi drone'lar, hem keşif hem de intihar saldırıları için yoğun şekilde tercih ediliyor. Bu insansız hava araçları yalnızca fiziksel değil, psikolojik savaş aracı olarak da kullanılıyor. Propaganda içerikli mesajlar yayıyor, köpek havlamaları, kadın ve çocuk çığlıkları gibi korkutucu sesler çıkararak siviller üzerinde baskı kuruyor.
Kuzey Gazze’deki Beyt Lahya kentinde yaşayan Osama Ebu Hani, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Bu drone'lar geceleri hareket eden herkesi hedef alıyor. Çıkardıkları sesler dehşet verici; çocuk çığlıkları, kadın feryatları, köpek havlamaları... Bunların gerçek mi yoksa ses kaydı mı olduğunu anlamak mümkün değil. İnsanlar çocuk sesi duyunca yardım etmek için dışarı çıkıyor ama bu onların ölümüne neden olabiliyor.”
Gazze'nin doğusunda çadırda yaşayan Muhammed Ali ise başından geçen bir olayı şöyle dile getiriyor:
“Bir gece çadırımın yakınından köpek sesleri geliyordu, korkuyla dışarı çıktım. Ardından çocuk çığlıkları, kahkahalar yükseldi. Meğer bunların tamamı İsrail'in keşif drone’undan yayılan seslermiş.”
Ramazan ayında ise bazı insansız hava araçlarının ezan sesi yayarak sivilleri iftara erken yönlendirdiği ve böylece dışarı çıkmalarını sağladığı belirtiliyor.
Evlerin içine kadar girebilecek kadar küçük olan bu drone’lar, tank ve zırhlı araçlardan çok daha tehlikeli hale geliyor. Görüldükleri bölgelerde siviller büyük panik yaşayıp evlerini terk etmek zorunda kalıyor.
Gazze halkı, bu teknolojik savaş araçlarıyla sadece bombalara değil, aynı zamanda sürekli bir korku ve tehdit atmosferine maruz kalıyor.