Hasan Basri Yalçın, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Bu konu uzun süredir Türkiye'de gündemde. Instagram, sosyal medya tartışmalarından uzak değil. Konu daha geniş bir perspektifte ele alınmalı. Mecraların kısıtlanması arzu ettiğimiz bir durum değil. İfade özgürlüğü bağlamında tartışılıyor, ancak mesele yanlış bir yerden ele alınıyor. Çoğu platform ABD merkezli ve Türkiye'den kazanç sağlıyorlar.
Bu şirketlerin hukuka saygılı bir şekilde çalışmaları gerekiyor. İnternet söz konusu olduğunda, iletişim özgürlükleri konuşulurken hukukun ihmal edilmemesi lazım. Türkiye'nin herhangi bir platformla özel bir sorunu yok, ancak bu şirketlerin Türkiye'nin kurallarına uyması gerekiyor.
Diğer sektörlerdeki şirketler gibi, sosyal medya platformlarının da aynı titizliği göstermesini bekliyoruz. ABD'nin veya İngiltere'nin kurallarına nasıl uymak zorundalarsa, Türkiye'nin kurallarına da uymak zorundalar.
"INSTAGRAM MÜZAKERELERİ DEVAM EDİYOR"
Benzer endişeleri İngiltere'de de görebilirsiniz. Son günlerde medyada, yalan haberlerin kamu düzenini bozduğuna dair haberler var. İngiltere'de bu mesele tartışıldığında sorun yok ama Türkiye söz konusu olduğunda farklı bir yaklaşım sergileniyor. Türkiye de egemen bir devlet ve kendi kanunları var. Bu çerçevede tedbirler alırız. Müzakerelerin olumlu sonuçlanacağını ve kurallara uyulacağını taahhüt edeceklerini düşünüyorum, bu şekilde Instagram kısa sürede açılacaktır.
Tiktok ile ilgili de aynı ilkeler geçerli olmalı. Oradaki bazı içerikler tatsız olabilir, ancak esas olan Türkiye Cumhuriyeti kanunlarıdır. Bu kanunlara uygun yayın yapan platformlar devam edebilir, aksi takdirde Türkiye'nin kuralları geçerli olur.
İnternet konusu gündeme geldiğinde sınırsız özgürlük düşünülüyor. ABD'de, suç sayılan bir yayını sosyal medya üzerinden yapamazsınız. Televizyon kanalları hukuka nasıl uymak zorundaysa, sosyal medya platformları da uymak zorundadır. Bu tür platformlar yeni olduğu için hukuk henüz tam olarak oturmadı ama zamanla bu da netleşecek. Kanunların uygulanmaması söz konusu olamaz. Biz ilkesel bir bakış açısıyla hareket ediyoruz ve bu platformlar da sınırsız özgürlüklerinin olmadığını, Türkiye'yi sansürleyemeyeceklerini öğrenecekler.
TÜRKİYE LAHEY'DE
Lahey'de Türkiye'nin güçlü bir dosyası var. Bu dosya Uluslararası Adalet Divanı'na sunulacak. Hukuki zeminde mücadele veriyoruz. Bu baskıyı İsrail'e yönelik artırmak gerekiyor. Türkiye'nin müdahil olması, baskıyı artırma amacını taşıyor. 40 binin üzerinde sivili katlettiler ve insanları yerlerinden ettiler. Türkiye ve birçok devletin amacı, baskıyı artırarak ateşkes sağlanması ve iki devletli çözüm için zemin oluşturmak. Bu süreçler kısa değil, 4-5 yıl bile iyimser bir tahmin olabilir. Hukuki süreci sonuna kadar takip etmek önemli, ancak bu süreçleri siyasi baskının bir aracı haline getirmek gerekiyor.
"İSRAİL BİR TERÖR ÖRGÜTÜ GİBİ HAREKET EDİYOR"
İsrail, bir terör örgütü gibi hareket ediyor. Devlet diliyle konuşmayı bile beceremiyorlar ve üslupları da buna uygun. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki hassasiyetini tüm dünya biliyor. Bu durum onları rahatsız ediyor. Bakanlarının Cumhurbaşkanımıza yönelik açıklamaları da bununla ilgili. İsrail'in suçlarını ortaya koymaya çalışıyorlar ve Cumhurbaşkanımıza düşmanca bir tavır sergiliyorlar."