Toplantıda katılımcılara video mesajla hitap eden Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, dirençli ve güvenli bir gelecek inşasının sağlıklı bir iletişim zemini inşa etmekten geçtiğini, bunun da hayatın her aşamasında olduğu gibi uluslararası ilişkiler zemininde son derece kıymetli olduğunu ifade etti.
Sağlıklı iletişimin özellikle içinde bulunulan bu çağda çok değerli ve bir o kadar da sahip çıkılması gereken bir kavram, bir yaklaşım olduğunun altını çizen Altun, “Zira iletişim yitirilirse, ortadan kalkarsa, iletişimin zemini kaybolursa adına dezenformasyon denen son derece büyük bir risk, büyük bir tehlike ortaya çıkar” dedi.
Dezenformasyonun içinde yaşanılan dijital çağın en büyük meydan okumalarından, en büyük imtihanlarından biri olduğuna dikkati çeken Altun, şunları kaydetti:
“Yapılan bilimsel çalışmalara göre; sosyal medyada bir yalan haber maalesef bir gerçek habere oranla yüzde 70 daha fazla etkileşim almakta; bir diğer deyişle yalanlar, hakikatlerden, doğrulardan gerçeklerden çok daha hızlı yayılmaktadır. Bir diğer araştırmaya göre ise Avrupa nüfusunun yüzde 70’i düzenli olarak dezenformasyona maruz kalmaktadır. Bugünün dünyasında saf kötülük maksadıyla ‘dezenformasyon’ haline getirilen gerçeklerin, çarpıtılan tahrif edilen hakikatlerin, toplumların bilgiye olan güvenini sarstığı hatta demokratik süreçleri sekteye uğrattığı, bozduğu yadsınamaz bir gerçektir. Tam da bu sebeple altını bir kez daha çizmek isterim ki; dezenformasyonla mücadele hem demokratik süreçlerin işleyişi, hem uluslararası güvenlik ve istikrarın korunması hem de toplumların barışı için hayati öneme sahiptir.”
‘DEZENFORMASYONLA MÜCADELEYİ ASLİ POLİTİKA ALANLARIMIZDAN BİRİ OLARAK BELİRLEDİK’
Bugün bu gerçeğin farkına varan çoğu devletin, dezenformasyonun toplumsal etkilerini azaltmak için önlemler aldığını ve düzenlemeler yaptığını belirten Altun, 2018 yılında Avrupa Birliği tarafından Dezenformasyonla Mücadele Eylem Planı ve hemen ardından da Avrupa Dijital Medya Gözlemevi’nin (EDMO) hayata geçirildiğini hatırlattı.
Altun, Avrupa Komisyonu’nun 2018’de başlattığı Dezenformasyonla Mücadele İçin Uygulama Kurallarının da sosyal medya platformlarının şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine göre içeriklerinin kontrol edilmesini sağladığını aktardı.
Dezenformasyona en fazla maruz kalan ülkelerden birinin Türkiye olduğuna dikkati çeken Altun, şunları kaydetti:
“Bizler, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde hayata geçirdiğimiz Türkiye İletişim Modelinde dezenformasyonla mücadeleyi asli politika alanlarımızdan biri olarak belirledik ve bu çerçevede hareket ediyoruz. Kurduğumuz mekanizmalarla teyit edilmemiş, dezenformasyon içeren bilgilerin doğrusunu düzenli olarak ve tarafsız bir şekilde ulusal ve uluslararası kamuoylarıyla paylaşıyoruz. Bizler, Türkiye Cumhuriyeti olarak; olguların yerini algıların, hakikatin yerini yalanların almasına karşı kararlı bir mücadele yürütmeye çalışıyoruz. Mücadelemizi ulusal düzlemde olduğu kadar uluslararası arenada da sürdürmeye devam edeceğiz.”
Hakikat mücadelesinin, bölgesel ve küresel krizlerin çözümüne katkı sunacağını dile getiren Altun, “Ancak şunun da çok iyi farkındayız ki, dijital çağın önümüze koyduğu sorunlar ne kadar müşterekse bunların çözümü de o kadar müşterek bir çalışma, yani bölgesel ve küresel iş birliği gerektirir. Türkiye olarak bizler edindiğimiz tecrübelerle, dezenformasyonla küresel mücadeleye katkı vermeye bu konudaki iş birliklerine her zaman hazırız” mesajını paylaştı.