HÜDA PAR Genel Sekreteri Demir, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Diyarbakır'da bir bulvara Şeyh Said isminin verilmesi üzerinden yaşanan tartışmalara değinen Demir, "Bu, doğrusu toplumda çok olumlu karşıladı, çok sevindirici bir durum ancak basında olumsuz bir şekilde tartışıldığını da takip etmişsinizdir. Şeyh Said Efendi, Kürt toplumunun değer verdiği önemli bir alim, önemli bir şahsiyet. Her ne kadar farklı düşünenler olsa da bu realiteyi değiştirmiyor. Bir bulvara Şeyh Said Efendi'nin isminin verilmesi geciktirilmiş, güzel, olumlu bir karar." dedi.

"Şeyh Said, Said Nursi ve Seyit Rıza'nın mezar yerleri açıklanmalı"

Demir, "Öte taraftan ailesinin, yakınlarının ve oradaki yöre halkının hem Şeyh Said Efendi'nin hem Bediüzzaman Said Nursi'nin hem Seyit Rıza'nın ve diğer mezarları kayıp olan şahsiyetlerin mezarlarının yerlerinin topluma söylenmesi ailelerine bildirilmesi büyük bir beklenti haline gelmiştir. Türkiye'de normalleşmenin sağlanabilmesi, kardeşliğin tam olarak tesis edilmesi anlamında bu tür adımlar çok olumlu ve güzel gelişmelerdir. Sürece de ciddi anlamda katkı sunacaktır. Bunun bu şekilde yansımaları olduğunu da hep beraber müşahede ettik. Kürt meselesinin çözümü yolunda atılacak adımlar kardeşliği elbette ki ciddi anlamda pekiştirecek ve ülkenin kalkınması için de büyük bir sinerji, büyük bir enerji oluşturacaktır diye düşünüyoruz. Normalleşme adımlarından hiç kimsenin korkmaması lazım. Bu tür şeyler oldukça güzel ve sürece olumlu katkıda bulunacak olan hususlardır." diye konuştu.

SGK teşvikleri

Yapılacak asgari ücret zammının, asgari ücretle çalışan şahsın ve bakmakla yükümlü olduğu ailesinin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerektiğini ifade eden Demir, "Vatandaş bu şekilde ancak enflasyona ezdirilmemiş olacak. Eğer ailesi hesaba katılmazsa ne yapılırsa yapılsın ne kadar arttırılırsa artırılsın enflasyonun yüksekliği oranında altta kalacak ve insanlar mağdur olacaktır." dedi.

Demir, şunları ekledi: "Bununla birlikte küçük ve orta ölçekli işletmeler de gözetilmeli, işveren de zora sokulmamalıdır. Hali hazırda yüksek vergiler ve SGK primlerinin yüksek oluşu işvereni oldukça zorlamaktadır. Yüksek SGK primleri işvereni işçi çıkarmaya, sigortasız işçi çalıştırmaya veya sattığı ürünlere zam yapmaya ya da bunlardan hiçbirini de yapamazsa küçülmeye giderek iş yerini kapatmaya zorlamaktadır, buna mecbur bırakmaktadır. Bunun önüne geçebilmek için hükümetin de işverenlerle birlikte taşın altına elini koyması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bir işçinin sigorta maliyetinin brüt asgari ücretin yüzde 37,5'i olması işveren için çok ağır bir yük durumundadır. Her ne kadar borcunu düzenli ödeyen işverenlere 5 puanlık bir indirim uygulansa da yani yüzde 32,5'a kadar indirilse de bu maalesef yeterli olmamaktadır. Maliyetler yine de çok ağır bir şekilde işverenleri zora sokmaktadır."

Bunun için yapılması gereken iki konuya değinen Demir, "Daha önce primlere uygulanan yüzde 5 + yüzde 6 oranındaki indirim tekrar uygulanmalıdır, buna şiddetle ihtiyaç vardır. Bu uygulama bitirilmemelidir. Yine daha önce uygulanan ilave istihdam indirimleri ve benzeri teşvik uygulamaları da muhakkak surette devam etmelidir. Sonuç olarak SGK primleri konusunda hükümet de taşın altına elini koymalı ve gerekli teşvik ve indirimleri işverene, esnafa sağlayarak bu işin daha makul hale gelmesine katkıda bulunmalıdır." diye ekledi. (İLKHA)

Kaynak: İLKE HABER AJANSI