Dicle Köprüsü, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde Dicle Nehri üzerinde yer alan tarihî bir köprüdür. On açıklığa sahip olduğu için yerel halkça On Gözlü Köprü olarak bilinirken eski Silvan yolu güzergâhında bulunduğundan bazı kaynaklarda ise Silvan Köprüsü olarak da geçer. Şehir merkezine 3 kilometre uzaklıkta olup Diyarbakır'dan gelerek Mardin'e devam eden (eski Mardin yolu), sonra doğuya doğru ayrılan tali yolun bağlantı yerinde, kentin merkezini Bağıvar beldesi ile civar köylere bağlayan noktada bulunmaktadır. Köprünün ilk yapım tarihi ile ilgili farklı türde görüşler vardır. Bu görüşlerden bazıları köprünün şimdiki yerinde, antik dönemde de bir köprü olduğunu öne sürer. Birkaç defa kısmen veya tamamen yıkılıp yeniden inşa edildiği düşünülen köprünün, yapım yılı olarak bilinen en yakın ve doğru tarih, köprü üzerinde yer alan kitabeden fark edilmektedir. Kitabeye göre Mervaniler döneminde 1065 yılında yaptırılmıştır. 

Türkiye'nin güneydoğusunda, tarih ve kültür zenginlikleriyle dolu bir şehir olan Diyarbakır, tarih boyunca farklı medeniyetlerin etkisi altında kalmış ve bu etkileşimler sonucunda kendine özgü bir kimlik geliştirmiştir. Bu kimliğin en güzel örneklerinden biri şüphesiz ki "On Gözlü Köprü"dür. Tarihi ve mimari değeri ile öne çıkan bu köprü, Diyarbakır'ın simgelerinden biri olmanın yanı sıra, geçmişi ve hikayesiyle de büyüleyici bir anlatı sunmaktadır.

Diyarbakır On Gözlü Köprü nerede? On Gözlü Köprü hangi ilçede? On Gözlü Köprü tarihi ve özellikleri? On Gözlü Köprü’ye nasıl gidilir? On Gözlü Köprü’nün önemi ne? On Gözlü Köprü’nün tarihi ve kültürel özellikleri nedir? On Gözlü Köprü’nün tarihi, On Gözlü Köprü ne zaman yapıldı? On Gözlü Köprü kimler tarafından yaptırıldı? On Gözlü Köprü hangi devletin döneminde yapıldı?

On Gözlü Köprü Tarih ve Kökeni:

On Gözlü Köprü, Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesinde bulunmaktadır. Köprünün yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, genel kanıya göre Roma İmparatoru Caracalla dönemine (M.S. 3. yüzyıl) kadar uzandığı düşünülmektedir. Bu nedenle, köprüye "Caracalla Köprüsü" adı da verilir. Ancak halk arasında "On Gözlü Köprü" olarak anılması, köprünün üzerinde bulunan on gözünden kaynaklanmaktadır. Yüzyıllar boyunca kullanılan köprü, farklı medeniyetlerin egemenliğine girmiş ve zaman içinde çeşitli onarımlar görmüştür.

Diyarbakır On Gözlü Köprü 1

Diyarbakır On Gözlü Köprü'nün kışın kartpostallık manzarası

On Gözlü Köprü Mimari Özellikleri:

On Gözlü Köprü, tarihi taş işçiliği ve estetik detaylarıyla öne çıkan bir mühendislik harikasıdır. Yaklaşık 120 metre uzunluğunda olan köprünün on adet kemerli gözü, dönemin mühendislik becerilerinin en güzel örneklerini yansıtır. Kalker taşından inşa edilen köprü, sağlam yapısıyla tarih boyunca ayakta kalmayı başarmıştır.

Kültürel ve Sosyal Rolü:

Diyarbakır On Gözlü Köprü 2

On Gözlü Köprü, sadece bir altyapı öğesi olarak değil, aynı zamanda Diyarbakır'ın kültürel ve sosyal yaşamının bir parçası olarak da önem taşır. Köprü, tarihi İpek Yolu'nun da üzerinde bulunması sebebiyle ticaretin ve kültürel alışverişin merkezi olmuştur. Efsanelere göre, Hz. Süleyman'ın annesi tarafından yaptırıldığına inanılır ve bu nedenle köprünün manevi bir değeri olduğuna inanılır.

On Gözlü Köprü Koruma ve Restorasyon:

Yüzyıllar içinde doğal afetler, savaşlar ve zamanın yıpratıcı etkileri nedeniyle On Gözlü Köprü de hasarlar almıştır. Ancak devlet ve yerel yönetimlerin çabalarıyla restore edilerek günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Koruma altına alınan köprü, turistlerin ve yerli halkın ziyaret ettiği önemli bir cazibe merkezidir.

On Gözlü Köprü, Diyarbakır'ın tarih ve kültür mozağinin önemli bir parçası olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Sadece bir köprüden çok daha fazlası olan bu yapı, geçmişiyle geleceği buluşturan bir anıttır. Tarihin izlerini taşıyan kemerlerinden akan tarih kokan sularıyla, ziyaretçilerine eşsiz bir atmosfer sunar. On Gözlü Köprü, Diyarbakır'ın büyülü dünyasının kapılarını aralayan ve her geçen gün ziyaretçi akınına uğrayan eşsiz bir hazinedir.

Diyarbakır On Gözlü Köprü: Tarihi, Özellikleri ve Efsaneleri

Diyarbakır, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehirdir. Diyarbakır’ın tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtan pek çok eser bulunmaktadır. Bu eserlerden biri de Dicle Nehri üzerinde inşa edilmiş olan On Gözlü Köprü’dür.

On Gözlü Köprü, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yer almaktadır. Köprünün adı, on ayrı açıklığa yani kemere sahip olmasından gelmektedir. Köprü, aynı zamanda eski Silvan yolu güzergahında bulunduğu için Silvan Köprüsü olarak da anılmaktadır. Köprünün tarihi, 11. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Köprünün kitabesine göre, Nizamüddin ve Müeyyidüddin adlı iki kardeş tarafından yaptırılmıştır. Köprünün mimarı ise Sancaroğlu Ubeydoğlu Yusuf’tur.

On Gözlü Köprü, hem mimari hem de kültürel açıdan önemli bir yapıdır. Köprü, ülkemizin en önemli nehirlerinden olan Dicle’nin iki yakasını birleştirmektedir. Dicle Nehri, Mezopotamya’nın can kaynağı olarak kabul edilmektedir. Nehrin uzunluğu 1.900 km olup, yaklaşık 530 km’si Türkiye sınırları içinde kalmaktadır. Nehir, Elazığ, Diyarbakır, Batman ve Mardin illerinden geçerek Irak topraklarına girer ve Basra Körfezi’ne dökülür.

Diyarbakır On Gözlü Köprü 3

Dicle Nehri ve On Gözlü Köprü hakkında halk arasında pek çok efsane anlatılmaktadır. Bunlardan biri, Danyal Peygamber’in nehrin suyunun çıktığı mağaranın önüne giderek Allah’ın emriyle elindeki asayla suyun akacağı yolu çizdiği ve böylece nehrin kıvrımlarının oluştuğu rivayetidir. Bu rivayete göre, Danyal Peygamber nehrin güzergahını belirlerken dul kadınların, yetimlerin, yoksulların ve vakıfların malına ve mülküne geldiğinde suyun onlara zarar vermemesi için yolunu değiştirmiştir.

Bir başka efsane ise On Gözlü Köprü’nün doğusunda bulunan Kırklar Dağı ile ilgilidir. Bu dağa ilk insan Hz. Adem’in yeryüzüne indirildiği yer denilmektedir. Hz. Adem’in burada kırk suyla yıkandığı ve dağ üzerindeki bir ayak izinin de ona ait olduğu söylenmektedir.

On Gözlü Köprü, Diyarbakır’ın sembol yapılarından biridir. Tarih boyunca şehre girmek için kullanılan tek bağlantı olması nedeniyle pek çok savaş ve tehlikede korunmuş ve muhafaza edilmiştir. Günümüzde ise hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çeken bir kültür mirasıdır.

Muhabir: Şükran Budak