Diyarbakır Kalesi veya Diyarbakır surları, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan tarihî bir yapı. İç kale ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.
Surlardaki ana girişler; Dağ Kapı (Harput Kapısı), Urfa Kapı (Rum Kapısı), Mardin Kapı (Tell Kapı) ve Yeni Kapı (Dicle-Irmak-Şat Kapı)'dır. Yaklaşık dokuz bin yıllık olan surlar, Çin Seddi'nin ardından dünyadaki en uzun ve geniş savunma duvarıdır.
Gelelim "Ben u Sen" efsanesine...
Yüzyıllardır anlatılagelen hikâyeye göre; zamanın hükümdarının surların Güney Batı bölümünde çok sağlam ve çok görkemli iki büyük burç yaptırmak istediği ve bunun için bir yarışma düzenlediği rivayet edilir.
Hikâyeye göre, o sıralarda Diyarbekir şehrinde sur örme işlerini yapan meşhur bir baş usta ve bir de kalfası varmış… Usta ve kalfası, hükümdarın emriyle yarışmaya girmişler.
Baş usta, Yedikardeş Burcunu; kalfası da Ben u Sen Burcu’nu yapmaya başlamış ve nihayet burçları tamamlamışlar.
Hükümdar, şehrin ileri gelenleriyle beraber burçların yapıldığı yere gelmişler. Usta ve kalfa birbirlerine bakarak “Ben mi, sen mi” diye bir birlerine sormuşlar.
Nihayet neticede kalfanın yaptığı “Evli Beden Burcu”nun birinciliğine karar verilmiş. Buna çok üzülen baş usta, kendisini, bizzat kendisinin yaptığı Yedikardeş Burcu’ndan aşağı atarak intihar etmiş.
Bu duruma kahrolan kalfa da ustasının intiharına dayanamayarak kendisini Ben-u Sen Burcu’ndan atmış. O günden tâ zamanımıza kadar bu burca Ben u Sen adı verilmiştir.
''Ben-u Sen'' adı, bu burçların önündeki vadiye de verilerek ''Ben ve Sen Vadisi'' olarak adlandırılmaktadır.
Diyarbakır Surları ne zaman yapıldı?
Diyarbakır Surlarının yapımı ile ilgili farklı rivayetler mevcuttur. Ancak Surların yaklaşık dokuz bin yıllık bir tarihe sahip oldukları düşünülmektedir.
Çin Seddinden sonra dünyanın en uzun, en geniş ve sağlam surlarından biri olduğu kabul edilir. Diyarbakır surlarını ilk olarak kimin, hangi dönemde yaptırmaya başladığı bilinmemektedir ancak İç Kale'nin şehrin ilk yerleşme yeri olduğu sanılıyor.
MÖ 2000'li yıllarda bölgede yaşayan Hurri kenti surlarla çevrili idi
Kaynaklarda, kentin Roma dönemi öncesi hakkında, MÖ 2000'li yıllarda bölgede Hurrilerin yaşadığı, Hurri kentinin surla çevrili olduğu, MÖ 9. yüzyılda Bit-Zamani kabilesinin başkenti olduğu dönemde ise eski surun onarıldığı dışında bir bilgi bulunmamaktadır. Roma dönemindeki müdahalelerin Miladi 330-338 ve 349 yıllarında olduğuna dair üç ayrı bilgi bulunmaktadır.
Diyarbakır surları şehrin tamamını içine alan bir duvar şeklinde inşa edilmiş. Kale ile birlikte savunma amaçlı olarak yapılan Diyarbakır surlarının bölgenin yerli halkı Huriler yapıldığı tahmin ediliyor. Bizans İmparatoru Constantinus tarafından bakım ve onarımı yaptırılan surlar iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdan oluşur.
5,5 kilometre uzunluktaki dış kalenin 4 kapısı ile 82 burcu var
5,5 kilometre uzunlukta olan dış kalenin 4 kapısı ve 82 adet burcu vardır. Taşların kalınlığı 4 metre civarında olduğu için günümüze kadar sağlam şekilde gelebilmiş olan burçlar kalenin belki de en görkemli kısmıdır.
İç kale ise Virantepe isimli tepenin üzerinde yükselir. Tarih boyunca Diyarbakır’ın bulunduğu topraklarında varlığını sürdürmüş her uygarlıktan izlerin bulunduğu kale, sadece bu özelliği ile dahi son derece kıymetlidir.
Surlar üzerinde yer alan motifler ve kitabeler sayesinde Abbasiler, Bizanslılar, Romalılar, Mervaniler, Büyük Selçuklular, Artuklular, Eyyûbiler, Akkoyunlular ve Osmanlı Devleti’nin izlerini görmek mümkündür.