Peygamber Sevdalıları Vakfı, Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıları telin etmek amacıyla Diyarbakır'da İstasyon Meydanında Kur'an'a Saygı Mitingi düzenledi.

Çevre il ve ilçelerden de halkın yoğun katılım gösterdiği mitinge HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da katıldı.

Sık sık tekbirlerin getirildiği mitingde, İslam düşmanları aleyhine pankartlar açıldı. Miting meydanına  geçtiğimiz günlerde Adana'da namaz üzerinde şehit edilen HÜDA PAR Adana İl Sekreteri Sacit Pişgin'in posteri asıldı.

HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç'in selamlama konuşmasının ardından  Peygamber Sevdalıları Genel Başkanı Adnan Akgönül, vakfın mesajını okudu.

Diyarbakır Kur'an'a Saygı mitingi 1

Akgönül, şunları kaydetti:

"Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun. O’nun Rasulüne, ehli beytine, ashabına ve kıyamete kadar yolunu sürdürenlere salat ve selam olsun.

Son birkaç yıldır Avrupa ülkelerinde, özellikle İsveç ve Danimarka’da İslam düşmanları sistematik bir şekilde Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’e yönelik çirkin saldırılarda bulunuyorlar. Alçakça yakıyorlar, yırtıyorlar ve ayaklar altına alıyorlar. Bu ülkelerin idarecileri ise buna izin vermekle kalmıyor, yapılan bu alçaklığı fikir hürriyeti olarak açıklıyorlar. Şunun bilinmesini isteriz ki bu yapılanlar, Haçlı saldırılarının bir devamıdır ve arka planında ABD ve siyonistler vardır.

Yapılan bu alçakla eylemleri şiddetle tel’in ediyor ve bedeli ne olursa olsun kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e her zaman ve zeminde sahip çıkacağımızı buradan ilan ediyoruz.

"Bütün Müslümanlar saldırılara karşı tek yürek ve tek ses olmalı"

Bu alçakça saldırılara etkili bir tepki ortaya koymak ve kutsallarımıza sahip çıkmak için buradan bütün Müslümanlara çağrıda bulunuyoruz: Bütün Müslümanlar Kur’an’a ve Hazreti Peygamber aleyhisselatu vesselama yapılan hakaretlere, fiili saldırılara karşı tek yürek ve tek ses olmalı, hep birlikte ayağa kalkmalıdırlar. Saldırılara izin veren batılı ülkelere karşı tepkilerini ortaya koymalıdırlar. Kur’an–ı Kerim’e ve Hazreti Peygamberin Sünnet–i Seniyyesine bağlılıklarını en gür sedayla haykırmalıdırlar. Kur’an’a ve Sünnete her zamankinden daha fazla sarılmalıdırlar. Kâfirleri ve münafıkları Allah’ın kitabı ve Peygamberin sünnetini yaşayarak kahretmelidirler. İslam’ın sönmez ve söndürülemez bir nur olduğunu Kur’an’a ve Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselama saldıranların gözüne sokmalıdırlar.

"Alçakça eylemlere cesaret edemeyecekleri şekilde tedbirlerin alınması gerekir"

Bu cümleden olmak üzere; Müslüman âlimler, aydınlar, İslami STK’lar, tarikatlar ve cemaatler Kur’an–ı Kerim’e, Hazreti Peygamber’e ve sünnetine yapılan saldırılar karşısında susmamalı, halkı bilinçlendirmeli, hem ulusal hem de uluslararası çapta toplantılar, konferanslar ve etkinlikler yapıp halkı aydınlatmalı, duyarlı hale getirmeli ve harekete geçirmelidirler. Fakat bunlarla yetinilmemelidir. Her defasında İslam düşmanları bizim kutsallarımıza, kitabımıza ve peygamberimize hakaret edip çirkin saldırılarda bulunuyorlar, bizler de tepkimizi ortaya koyuyor, bu çerçevede mitingler, yürüyüşler ve benzeri etkinlikler yapıyoruz. Ancak bunlar çok yetersiz kalıyor. Bu hal daha ne zamana kadar devam edecek? Bu alçakça eylemlerin mutlaka durdurulması, bir daha yapmaya cesaret edemeyecekleri şekilde tedbirlerin alınması gerekir.

İşte bu noktada devlet idarecilerine büyük iş düşmektedir. Devlet idarecileri bu noktada büyük sorumluluk sahibidirler. Bu sebeple Müslüman halk, âlimleri ve aydınları öncülüğünde organize hareket ederek tepkilerini ortaya koymalı, devlet idarecilerini saldırgan ülkelere karşı somut adımlar atmaları için zorlamalıdırlar.

Müslüman ülkelerin idarecilerine çağrı

Buradan Müslüman ülkelerin idarecilerine sesleniyoruz: Gelinen nokta itibariyle, Müslüman ülkelerin idarecileri bu alçakça hakaret ve saldırıları kınamakla yetinmemeli, bu eylemlerin son bulması için daha somut adımlar atmalıdır. Bu çerçevede, İsveç ve Danimarka ile siyasi, askeri ve ekonomik ilişkilerini kesmeli, bu ülkelerin diplomatlarını sınır dışı etmelidirler. Bununla birlikte buradan Sayın Erdoğan’ın şahsında Hükümete çağrıda bulunuyor ve diyoruz ki; Avrupa Birliği’ne girişi gözden geçirin, onlar İslam’a ve Müslümanlara bu kadar düşmanlık yaparken bu birliğe üye olmaya çalışmanın bir anlamı yoktur. Müslüman ülkelerin kendi birliklerini kurmaları için çalışın.

İslam ülkelerine ve uluslararası kuruluşlara da çağrıda bulunuyoruz: İslam İşbirliği Teşkilatı derhal toplanmalı ve bu konu üzerinde çok daha ciddi durmalıdır. Müslüman ülkelerin devlet başkanları ve dışişleri bakanları bir araya gelmeli, saldırgan ülkelere karşı ortak kararlar almalıdırlar. Müslüman ülkelerin ortaya koyacakları tepki ve ortak kararlar, İsveç ve Danimarka gibi bu eylemlere arka çıkan ülkeleri cezalandırıcı ve caydırıcı tarzda olmalı, ümmetin birlik ve beraberliğini göstermelidir. Bu bağlamda, Türkiye İsveç’in NATO’ya üyeliğini kabul etmemeli, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bütün siyasi partiler ret oyu kullanarak tepkilerini ortaya koymalıdırlar.

"Hiç kimse bu kutsal kitabı etkisiz hale getiremez"

Şunu hiçbir zaman unutmamamız gerekir ki, Kur’an-ı Kerim’i Âlemlerin Rabbi olan Allah celle celalühü indirmiş ve onu kıyamete kadar koruyacağını da bize haber vermiştir. Onun için hiç kimse bu kutsal kitabı ortadan kaldıramaz, onu değiştiremez, tahrif edemez ve etkisiz hale getiremez. Kur’an–ı Kerim’in korunması konusunda Allah’ın kimseye ihtiyacı da yoktur. Ancak burada söz konusu olan şey, Müslümanların konuyla ilgili görev ve sorumluluklarını yapıp yapmamalarıdır. Çünkü Müslümanların bu konuda görev ve sorumlulukları vardır. İşte biz, bu görev ve sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmeye çalışıyor ve diğer Müslüman kardeşlerimize de uyarı ve hatırlatmalarda bulunuyoruz.

Allah celle celalühü ayaklarımızı sabit kılsın ve kâfirler topluluğuna karşı bizlere yardım etsin, İslam’a, Kur’an’a ve Sünnete sahip çıkabilmeyi nasip etsin.

Velhamdü lillahi Rabb–il âlemin." (İLKHA)

Kaynak: (İLKHA)