Evsen, gebelik kayıplarının en sık kromozomal sıkıntılar, genetik anomaliler, hormonsal sıkıntılar, kan pıhtılaşması, rahmin yapısal bozuklukları ve annenin kronik hastalıklarından kaynaklandığını belirterek, tekrarlayan gebelik kayıplarının ise öncelikle anne ve babanın tıbbi öyküleri, ailede mevcut genetik hastalıkları gibi durumların ayrıntılı bir şekilde sorgulanmasıyla ortaya çıkacağını söyledi.
Evsen, gebelik kayıplarının sebeplerinin değerlendirilmesi için çeşitli testlerin yapılması gerektiğini belirterek, "Özellikle tekrarlayan gebelik kayıplarının sebepleri değerlendirildiğinde öncelikle anne ve babanın kronik hastalıkları, tıbbi öyküleri, ailede mevcut genetik hastalıkları gibi durumların ayrıntılı bir şekilde sorgulanması gerekmektedir. Ayrıntılı bir fizik muayene sonrasında genetik sorunlar açısından genetik testi, pıhtılaşma bozukluğu açısından trombofili paneli incelenmesi, genel hastalıkların değerlendirilmesi için, akş, ogtt, hba1c, tsh, prl gibi testler istenebilmektedir. Yine bağışıklık sitemi değerlendirmesi için bazı testler istenmekle beraber rahmin yapısal sıkıntıları için hsg dediğimiz rahim filmi çekilmesi önerilmektedir" dedi.
Evsen, gebelik kayıplarının psikolojik etkilerine de dikkat çekerek, "Her ne kadar sebebin ortaya çıkarılması için pek çok tetkik yapılsa da bu durumu yaşayan çiftlerin yarısından fazlasında bu testlerde bir sıkıntı saptanmamaktadır. Bu durum açıklanamayan tekrarlayan gebelik kaybı olarak isimlendirilir. Hasta için daha kaygı verici olabilmekte bazen de hastaları daha çok umutsuzluğa sürüklemektedir. Hastanın tekrarlayan kayıpları olmasına rağmen hiçbir sıkıntı tespit edilmediği durumlarda hastaya sabırla sürece devam etmesini önermekteyiz. Böyle hastalarda devam eden süreçte yüzde 50-70 sağlıklı bir gebelik süreci görülebilir. En çok da bu dönemde karşılaştığımız soru ya tekrar olursa? Evet, tekrar olabilir ancak sabırla süreci desteklemeliyiz. Bu durum çoğunlukla anne adayının umutsuzluk hissine kapılıp evlat sahibi olamayacağı düşüncesinin öne çıkmasına sebep olmaktadır. Gebeliğe hazırlık döneminden bir kaygı ve korku süreci başlar" diye konuştu.
Evsen, tekrarlayan gebelik kayıpları yaşayan anne adaylarının psikolojik destek almasının önemli olduğunu belirterek, "Anne olma kuramının başlangıcı olan karar ve hazırlık aşamasında kötü deneyimi olmayan kadınlarda daha rahat geçtiğini söyleyebiliriz. Olumsuz deneyim yaşamış kadınlarda ise zorlayıcı geçmektedir. Anne, gebe kalınıp her şey yolunda olsa bile beklenen bir bebeğin heyecanını kaybetme endişesi ile beraber yaşamaktadır. Zorlu süreçlerden sonra elde edilen gebeliklerde gebelik süresince anne adayları süreçle ilgili zorluklarda bile şikayet etme haklarının olmadığını düşünüp sadece minnettarlık duyması gerektiğini düşünebilirler. Gebelik oluştuğu andan itibaren kaybetme korkusu hakim olduğundan anne adayı gebeliğe inanmakta güçlük çekebilir sık kontroller sık testler yaptırabilir" ifadelerini kullandı.
Evsen, tekrarlayan gebelik kayıpları yaşayan çiftlerin bu durumu tek başlarına atlatmaya çalışmamaları gerektiğini belirterek, "Bu durumda çiftlerin bir psikolog ve bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanından destek almaları önemlidir. Uzman desteği ile çiftler bu süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatabilirler" dedi.