Sivrisineklerin mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı nedeniyle üremelerine devam ettiğini belirten Prof. Dr. Ali Satar, “Yaza doğru şimdiden önlem alınmazsa, sayılarında artış olacaktır. Tek tip bir mücadelenin söz konusu olmaması lazım. Örneğin, Marmara Bölgesi’ndeki bir mücadeleyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yapılacak bir mücadelenin aynı olmaması lazım. Bölgenin ekolojik koşulları göz önüne alınmalıdır” dedi.
Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Satar, birçok ölümcül hastalığa neden olan sivrisineklerin mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı nedeniyle üremeye devam ettiğini söyledi. Prof. Dr. Satar, sivrisineklerin mevsim itibarıyla kapalı yerlere çekildiğini belirterek, “Bu yıl da havalar baya sıcak geçti ve bunlar üremelerine devam ediyorlar. Elbette büyükler öldü ama çıkan yavrular da üreyerek çoğalmaya devam ediyor. Dolayısıyla bunların sayılarında bir artış gözlemleyebiliriz. Yaza doğru şimdiden önlem alınmazsa sayılarında artış olacaktır. Ama bunlarla larva dönemindeyken mücadele edilirse daha etkili bir savaş olmuş olur. Sivrisineklerle mücadelede bölgenin ekolojik özelikleri göz önüne alınarak yapılmalı” diye konuştu.
‘SİVRİSİNEKLERLE MÜCADELE YIL BOYU SÜRMELİ’
Prof. Dr. Satar, sivrisineklerle mücadelenin yıl boyu sürmesi gerektiğini ifade ederek, “Mesela kışın ahırlar, menfezler, foseptikler, çok soğuk geçmeyen kışlarda bahçedeki durgun sular, kuş banyoları, tıkanmış oluklar, bakımsız havuzlar ve bir köşede unutulmuş evcil hayvan mama kapları içinde birikmiş sular sivrisinekler için iyi üreme alanı oluşturmaktadırlar. Sivrisinek larvasıyla beslenen omurgasız canlılar vardır. Eğer bunların yaşam alanlarına müdahale etmezsek, bu suları kirletmezsek normalde bu canlılar bizim adımıza mücadele ediyorlar. Yani bunlarla beslendikleri için bizim için önemli canlılardır. Ayrıca, örümcekler, kurbağalar, bazı balık türleri ve hatta bazı kuşlar da sivrisineklerin doğal avcıları olarak biliniyorlar. Sivrisinekler insanlara, besi hayvanlarına veya evcil hayvanlara hastalık taşıyıcı canlılardır. Bunlar çok tehlikeli canlılardır. Onun için hayvan kaynaklı ölümlerde de bunlar ilk sırada yer alırlar. Sivrisinekler şiddetli grip benzeri semptomlarla kendisini gösteren dang humması, sıtma, zika virüs hastalığı (ZVH) gibi birçok hastalığın vektörü olduğunu biliyoruz. Sivrisineklerin yaşam alanlarını daraltarak başarı sağlama imkanımız var. Sivrisineklerin ergin dönemleri var, yumurta dönemleri var ve bu yumurtadan açılan larva dönemlerinin sularda yaşadığını biliyoruz. Dolayısıyla bu larval dönemde bizim bunlarla çok iyi bir şekilde mücadele etmemiz lazım. Bölgenin ekolojik özelliklerine göre de bunlarla mücadele edilmesi gerekir. Yani tek tip bir mücadele söz konusu olmamalı. Örneğin Marmara Bölgesi’ndeki bir mücadeleyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yapılacak bir mücadele tabii ki aynı olmamalı. Başarı sağlanmak isteniyorsa bölgenin ekolojik koşulları da göz önüne alınarak sivrisineklerle mücadele etmek gerekir” dedi.