Açıklamada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere kentteki DEM Partili belediyelerin daha önce işten çıkarılan 778 işçinin ardından 532 çalışan için daha işten çıkarma tebligatları göndermeye başladığı iddia edildi.
Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanlığı bir basın açıklaması yaparak, işten çıkarmaların ideolojik bir nitelik taşıdığını iddia etti ve konuyla ilgili hukuki adımlar attıklarını duyurdu. Açıklama, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde işlerinden çıkarılan işçilerin kurduğu nöbet çadırında gerçekleşti ve Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir tarafından okundu.
“478 SÖZLEŞMELİ PERSONEL İÇİN YENİ BİR İŞTEN ÇIKARMA DALGASI PLANLANIYOR”
Eylemin 161. gününde olduklarını belirten Tekdemir, şu ifadelere yer verdi:
“DEM yönetimindeki belediyeler tarafından herhangi bir gerekçe sunulmadan işten çıkarılan ve iş güvenceleri ellerinden alınan çalışanlarımızın sayısı 778’e ulaştı. Bununla yetinmeyen belediye yönetimleri, bu kez sözleşmeli personeli hedef aldı ve 330’u Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olmak üzere toplamda 532 kişiye işten çıkarılma bildirimlerini ulaştırdı. Ayrıca, 478 sözleşmeli personel için ayrı bir kıyım dalgasının hazırlığı yapılıyor.”
“ENGELLİ BİR ÇALIŞAN DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ’NDE İŞTEN ÇIKARILDI”
Tekdemir, Dünya Engelliler Günü olan 3 Aralık'ta engelli bir çalışanın işten çıkarıldığını belirtti ve belediyelerin işçi çıkarmalara yönelik savunduğu gerekçelere dikkat çekerek şunları ekledi:
“Kimi zaman tasarruf tedbirlerini, kimi zaman pozisyon ve unvanlarda artık ihtiyaç olmadığı gerekçesini öne sürenler, aynı zamanda her kadro için yüksek sayıda yeni alım yaparak açık bir çelişkiye düşmektedir. Toplu işten çıkarmalar ve eş zamanlı toplu alımlar, belediyelerin belirli bir kesime karşı önyargılı, ideolojik ve stratejik bir amaç güttüğünü açıkça göstermektedir.”
“NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNE ZARAR VERİLİYOR”
DEM yönetimindeki belediyelerin, kalifiye çalışanları hedef alan bu politikalarının, belediye hizmetlerinde aksamalara neden olduğunu savunan Tekdemir, şöyle devam etti:
“Belediye hizmetlerinin aksamaması, imkanların doğru şekilde kullanılabilmesi ve halkın hizmetlerden yeterince faydalanabilmesi için nitelikli iş gücüne zarar verilmemelidir. Bizler Memur-Sen ve HAK-İŞ olarak, emek dayanışmasından yana tavır almayı sürdüreceğiz. İdeolojik saiklerle yürütülen bu haksız uygulamalara karşı hukuki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”
“ADALET VE HUKUKA GÜVENİMİZ TAM”
Tekdemir, seçim öncesi emek, demokrasi ve insan hakları gibi kavramları sıkça dile getirenlerin, işçi haklarını çiğneyerek büyük mağduriyetlere yol açtığını vurguladı ve şu sözlerle konuşmasını tamamladı:
“Seçim sonrası maskelerini çıkaran bu yönetimlerin, işten çıkarmalar, mobbing, sürgünler ve sendika değiştirme baskıları gibi uygulamalarla işçilere büyük zarar verdiği ortadadır. Emeği ve alın terini siyasi görüşlere kurban edenler, halkın vicdanında hesap vermek zorunda kalacaktır. İşçi kardeşlerimizin maruz kaldığı bu haksızlıkların hukuk yoluyla kısa sürede çözüleceğine inancımız tamdır.”