Diyarbakır’ın tarihi, Mezopotamya’nın bereketli topraklarında pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış 12 bin yıllık bir geçmişe dayanıyor. Bölge, tarih boyunca Asur, Urartu, Pers, Roma, Sasani, Arap, Selçuklu, Moğol, Akkoyunlu, Safevi, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti gibi farklı devletlerin egemenliği altında kalmıştır. Diyarbakır’ın en önemli tarihi eserlerinden biri olan Diyarbakır Kalesi ve Surları ise bu değişimlere tanıklık eden bir kültür mirasıdır.

Diyarbakır’ın tarihi MÖ 1500’lü yıllarda Hurri Krallığı ile başlar. Hurri Krallığı’nın ardından bölgeye Urartular, Asurlular, Persler ve Selevkoslar hakim olur. Selevkoslar, İskender’in MÖ 323’te ölümü üzerine kurduğu imparatorluğun beş parçaya bölünmesi sonucu Diyarbakır bölgesini idare ederler. Selevkosları mağlup ederek Mezopotamya’ya egemen olan Part hükümdarı I. Mitridates ise MÖ 140’ta Diyarbakır ve çevresini ülkesine katar. Part egemenliği de uzun sürmez ve MÖ 85’te bölge Büyük Tigran’ın yönetimine geçer. Büyük Tigran, Silvan ilçesinde Tigranokerta adında yeni bir şehir kurar ve başkent yapar1.

MÖ 69’da Büyük Tigran Roma ile yaptığı savaşta yenilir ve Diyarbakır Roma egemenliğine girer. Roma döneminde Diyarbakır Amida adını alır ve Mezopotamya’nın başkenti olur2. Amida Kalesi, Roma ile Sasani arasındaki çekişmede önemli bir rol oynar ve birçok kuşatmaya maruz kalır. MS 395’te Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Diyarbakır Doğu Roma ya da Bizans İmparatorluğu’nun sınırları içinde kalır3.

MS 639’da Müslüman Araplar Diyarbakır’a ulaşır ve beş aylık bir kuşatmadan sonra şehri fethederler. Bu dönemde şehir Kara Amid adını alır ve İslamiyet’in yayılmasında önemli bir merkez haline gelir4. Arap egemenliği Abbasiler döneminde son bulur ve Diyarbakır Hamdanilerin yönetimine girer. Hamdanilerden sonra bölgeye Urtukiler, Artuklular, Selçuklular, Moğollar, Akkoyunlular ve Safeviler hakim olur.

Diyarbakır’ın Osmanlı hakimiyetine girmesi ise Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Savaşı’ndan sonra Safevileri yenmesiyle gerçekleşir. Osmanlı döneminde Diyar-ı Bekir adını alan şehir, eyalet merkezi olur ve bölgenin idari, ticari ve kültürel açıdan gelişmesine katkı sağlar. Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra Diyarbakır Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içinde yer alır.

Muhabir: Özgür Ağar