Msuya, 7 Ekim 2023'ten bu yana BMGK'nin Gazze'deki gıda krizine ilişkin en az 16 kez bilgilendirildiğini belirtti. Gazze'de yaşanan sivil ölümleri, yıkım ve insan hakları ihlallerini kınayan Msuya, “Sivillerin evlerinden zorla çıkarıldığına, aile üyelerinin katledildiğine, yakıldığına ve diri diri gömüldüğüne tanık olduk” dedi.
Yaralı çocukların kollarına “Ailesi hayatta değil” yazıldığını belirten Msuya, Gazze'nin büyük bölümünün artık enkaza dönüştüğünü söyledi. İsrail'in Gazze'de evlerin yüzde 70'inin zarar görmesine veya yok edilmesine neden olduğunu belirterek, “Bu süreçte hiçbir ayrım gözetilmedi ve herhangi bir önlem alınmadı” ifadesini kullandı.
Geçen ay Gazze’nin kuzeyinde başlatılan İsrail saldırılarının, önceki yıldan daha şiddetli ve hızlı ilerlediğini ifade eden Msuya, birçok ailenin hala enkaz altında olduğunu ve İsrail'in yardım ekiplerinin bölgeye ulaşmasını engellediğini kaydetti.
Msuya, “Gazze'deki zulüm, her geçen gün daha da artıyor” dedi. Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Hanun bölgesinin 1 aydan uzun süredir kuşatma altında olduğunu belirterek, dün bölgeye su ve gıda yardımı ulaştırıldığını ancak bugün yine zorla tahliyelerin gerçekleştiğini dile getirdi.
Kuşatma altındaki insanların yardım aldıklarında hedef alınma korkusu yaşadığını aktaran Msuya, yaklaşık 75 bin kişinin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını vurguladı.
Gazze'deki yaşam koşullarının insanlık dışı olduğunu belirten Msuya, barınma malzemelerinin yetersiz olduğunu ve kış öncesinde ciddi bir kriz yaşandığını ifade etti. Yardım konvoylarına yönelik saldırıların ise giderek daha organize hale geldiğini söyledi.
Ekim ayında yapılan gıda yardımlarının, bir önceki aya göre yüzde 25 oranında azaldığına dikkat çeken Msuya, İsrail Meclisinin UNRWA'ya yönelik yasa tasarısının da insani yardımların ulaştırılmasını zorlaştırdığını belirtti.
Batı Şeria'daki Filistinlilerin de artan tehlike altında olduğunu ifade eden Msuya, “İnsanlığın en temel ihtiyaçları göz ardı ediliyor. Uluslararası toplum, insancıl hukukun ihlal edilmesini durdurmak için ekonomik ve diplomatik baskı uygulamalıdır” dedi. BM Güvenlik Konseyi'nin, BM Şartı'na uygun olarak uluslararası hukukun uygulanmasını sağlaması gerektiğini vurguladı.