yoksa servetine servet katmayı mı? Elbette ki TBMM bahçesinde mangal partisi düzenleyen ağa çocuklarının sizleri düşünecek vakitleri olmaz. Sadece seçimden seçime sizleri, vereceğiniz oy için hatırlarlar. Onun dışında kim ölmüş kim kalmış kimse onların umurlarında bile olmaz. Onun için kime oy verdiğinizi, kimi seçtiğinizi iyi bilmeniz lazım.
Seçimden sonra pişman olmamanız için, seçim günü oyunuzu kullanmaya gittiğinizde elinizi vicdanınıza koyup oyunuzu DEM PARTİ'den yana kullanın. Böylece halkımızın iradesini anti demokratik bir uygulama ile gasp eden kayyum zihniyetine de tokat gibi cevap vermiş olursunuz. Kayyumların yönetimindeki bütün belediyeler borç batağına girmişler, belediyelerimizi adeta soyup soğana çevirmişler.
Bizler, kısmet olursa DEM PARTİ belediye meclisi olarak belediyenin başına geldiğimizde İlkel belediyecilik anlayışına son verip, halkımızı modern belediyecilik anlayışına kavuşturacağız. Bugün Bismil belediyesini gasp eden kayyum zihniyeti, belediyenin bütün ödeneğini çarçur etmektedir. Bütün kurumların belli ödenekleri olmasına rağmen, maalesef kayyum belediyelerinde durum çok farklıdır. Belediyeye gelen ödenek, Bismil halkına yapılacak hizmetler için harcanması gerekirken, bu ödenek devletin diğer kurumları için harcanmaktadır.
Peki soruyorum; bu kurumların ödenekleri oldukları halde neden bu kurumların bütün giderleri belediye tarafından karşılanmaktadır? İşte bu ilkel anlayışa son vermek için oyunuzu DEM PARTİ'den yana kullanın.
Halkımızın iradesini gasp eden kayyum zihniyeti, belediyelerde Kürtçe ile ilgili ne varsa hepsini degiştirdi. Kürtçe tabelalara bile tahammül edemeyen zihniyet, ilkel bir zihniyet ve ilkel bir anlayıştır. Biz bu anlayışı tümden red ediyoruz. Amacımız Bismil'in sorunlarının çözümünde halkımızı da söz ve karar sahibi kılmak, böylelikle yerel yönetimi güçlendirip, demokratik halkçı belediyeciliği geliştirmek ve modern belediyecilik anlayışına kavuşturmaktır.
Takdir halkımızın.
Kazanan Bismil olsun.
Herşey halkımız için...
Bismil Belediyesi Meclis üyesi aday Adayı Süleyman Demir’in yazısı