Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezleri Platformu'nca, Türkiye Barolar Birliği LİTAİ Otel'de düzenlenen programa katıldı. Program sonrası Tunç açıklamalarda bulunarak gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Kayyum tartışmasıyla ilgili olarak maalesef bazı siyasilerimiz yanlış yorumlar yapıyorlar”
Kayyum tartışmalarına ilişkin soruya cevap veren Tunç, “Kayyum tartışmasıyla ilgili olarak maalesef bazı siyasilerimiz yanlış yorumlar yapıyorlar. Hatta burada özellikle yargı süreçleri devam eden davalar ve soruşturmalarla ilgili olarak da yargı mensuplarımıza cumhuriyet savcılarımıza yönelik haksız ve hadsiz eleştirilerde bulunan bunları kabul etmek mümkün değil. Burada özellikle şunu ifade edelim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir. Hukuk devleti suç işlenmesine müsamaha göstermez. Dolayısıyla hukuk devletinde tarafsız ve bağımsız yargı eğer bir kuvvetli suç şüphesi varsa elbette ki soruşturur. Bu adi suçlar bakımından da böyledir. Terör suçları bakımından da böyledir. Özellikle son günlerde tartışılan belediye başkanlarının görevden el çektirilip geçici olarak yerlerine görevlendirme yapılmasıyla ilgili husus hakkında soruşturma yapılan ya da hakkında kovuşturma yapılan ya da hakkında hüküm verilen tüm bu yerel yöneticilerle ilgili uygulamanın nasıl yapılacağı bizim hukuk sistemimizde belli. Anayasamızın 127. maddesi İçişleri Bakanlığı'na bir yetki veriyor. Eğer bir suç soruşturması söz konusu olursa kovuşturma söz konusu olursa bir suç işlenmesi söz konusu olursa o yerel yöneticinin görevden geçici olarak uzaklaştırılabileceğine yönelik anayasamızda bir hüküm var. Bu hüküm doğrultusunda da Belediye Kanunu'nun 45. 46. 47. maddelerinde bir düzenleme var. Burada 45. maddede yapılan düzenlemeyle hakkında terörle ilgili bir soruşturma açılan bir belediye başkanı varsa bu konuda İçişleri Bakanlığı soruşturma aşamasında geçici olarak görevden alabilir şeklinde bir yetki var. Bunu kanun bu yetkiyi vermiş ve hakkında soruşturma açılan ya da hakkında kovuşturması devam eden ya da hakkında temiz sürecinde de devam edebilir. Tüm bunlarla ilgili dosya kapsamıyla ilgili işlenen suçla ilgili değerlendirmeyi yapacak olan bu Anayasanın 127 ve Belediye Kanunun 45. maddesinden aldığı yetkiyle İçişleri Bakanlığı bu yetkisini kullanabilir. Kanundan kaynaklanan bir yetki” şeklinde cevap verdi.
“Tamamen hukuk sistemimiz içerisinde gerçekleşen bir durum söz konusu”
Yerel yöneticiler, belediye başkanları milletten aldıkları yetkiyi millete hizmet olarak kullanmak zorunda olduklarını vurgulayan Tunç, “Milletten topladıkları parayı merkezi hükümetten aldıkları kaynakları millete hizmet olarak akıtmak durumundalar. Onları millet kendilerine, belediyelerine, şehirlerine hizmet etsin diye seçiyor. Ama siz bu yetkiyi alıp kötüye kullanırsanız eğer siz bu yetkiyi terör örgütlerine destek ya da onların propagandasına yönelik bir çaba içerisinde, fiil içerisinde kullanırsanız o zaman hukuk devletinde işte bu anayasanın 127. 45. maddelerinden kaynaklanan yetkiler kullanılır. Kimse de bu yetkileri İçişleri Bakanlığı niye kullandı diyemez. Çünkü o yetki kanundan, anayasadan kaynaklanıyor. Yargının başlatmış olduğu bir soruşturma söz konusu. Bu soruşturma başladığında İçişleri Bakanlığı'nın yetkisi var mı? Mevzuatımıza göre var. Dolayısıyla tamamen hukuk sistemimiz içerisinde gerçekleşen bir durum söz konusu” dedi.
“Bu başkanlığın düşmesi değil, geçici olarak görevden uzaklaştırmadır ve yerine de geçici görevlendirmedir”
Belediye başkanı seçilmeden önce ve seçildikten sonra açılan soruşturmaların olduğunu ifade Tunç, “Bu kişi aday olurken YSK adaylığı nasıl kabul etti? Şeklindeki değerlendirmeyi sürekli tartışıyoruz. Televizyon programlarında da bu sürekli eleştiriliyor. Madem böyle bir durum vardı o zaman YSK, adaylığını kabul etmeseydi şeklinde birtakım değerlendirmeler yapılıyor. Burada YSK adaylığı kabul ederken kesinleşmiş hüküm varsa zaten adaylığı kabul etmez ama devam eden bir soruşturma, hakkında devam eden bir dava varsa bu durumda YSK sabıka kaydına bakar. Dolayısıyla o süreçte YSK'nın adaylığı reddetme gibi bir yetkisi söz konusu değil. Bu geçici görevlendirme yetkisi, sonradan görevden alma ve yerine başka birini görevlendirme yetkisi tamamen başlayan soruşturmalar ve devam eden davalarla ilgilidir. Dolayısıyla kesinleşmiş bir hüküm olduğunda zaten başkanlık düşer. Kesinleşen bir ceza nedeniyle eğer başkanlık düşüyorsa o zaman meclis üyeleri arasından seçilir ama burada kesinleşen bir yargı süreci yok. Soruşturma var, kovuşturma var, temyiz süreci var. Dolayısıyla bu bir başkanlığın düşmesi değil, geçici olarak görevden uzaklaştırmadır ve yerine de geçici görevlendirmedir. O nedenle bizim hukuk sistemimiz içerisinde söz konusu olan bir uygulamadır” diye konuştu.