Her gün onlarca cinayet vakasının yaşandığı ülkemizde son 2 günde işlenen cinayetlerde katledilen kişiler, cinayetlerin işleniş şekli ve cinayeti işleyenlerin kimlikleri toplumu kahretmesinin yanı sıra oldukça korkuttu.
Geçtiğimiz günlerde “Diyarbakırlı Ramazan Hoca” olarak tanınan Ramazan Pişkin namaz üzerinde bıçaklanarak katledildi. Dün İzmir’de gece saatlerinde yolda gördüğü bir genci üşümesin diye gideceği yere bırakmak isteyen taksi şoförü ve iki çocuk babası Oğuz Erge yardımcı olmak için taksiye aldığı kişi tarafından silahla vurularak katledildi. Biri kendi halinde bir insan, namaz kılarken diğeri “merhamet öldü, insanlık kalmadı” diyenlere inat merhamet ve insanlığı yaşatmak için gittiği yolda alçakça katledildi.
Ortak yönleri madde bağımlılığı!
Onları ve her gün onlarca kişiyi katleden katillerin büyük bir çoğunluğunun ortak yönü ise madde bağımlısı olmaları. Madde bağımlıları pimi çekiliş bomba gibi toplum içerisinde gezmekte ve her an bir suça karışıp masum insanlara zarar verip öldürebilme riskini barındırmakta.
Adalet sisteminde yaşanan sorunlar, cezaların caydırıcı olmaması ve bağımlılıkla ciddi bir mücadele yürütülmemesi bu tür kahredici vakaların devam etmesine neden oluyor.
Evet bu katillerin göze çarpan ortak noktaları uyuşturucu bağımlısı olmaları. İnsanı insanlıktan çıkaran, insanı insan eden düşünce ve akıl melekelerini yok eden uyuşturucu her geçen gün gençlerimiz arasında artarak yayılmaya devam ediyor. Uyuşturucu illetinin artmasıyla birlikte toplum içerisinde her tür suç vakası da artmaya devam ediyor.
Gençler bağımlılık tehlikesi altında
İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) 2021 yılında yayımladığı, “Madde Bağımlılığı ve Bağımlılıklarla Mücadelede Sivil Toplumun Rolü” adlı saha araştırma raporunda geçen şu ifadeler durumun vahametini gözler önüne sermektedir:
“13 milyon genç risk altında”
Genç ve işsiz durumdaki 14-24 yaş gurubundaki 13 milyon gencimiz için çok riskli bir durum söz konusudur. “İddia” türü şans oyunları ve sanal kumar bağımlılığı 3 milyon kişiyi esir almış durumdadır; her kumar ve teknoloji bağımlısının potansiyel bir madde bağımlısı adayı olduğunu unutmayalım.
Gençlerin %31,3’ü sık sık sigara içtiğini, %4,9’u sık sık alkol aldığını, %4,1’i bir kez uyuşturucu kullandığını, %1,2’si ara sıra uyuşturucu kullandığını, %1,1’i ise sık sık uyuşturucu kullandığını ifade ediyor. Sonuç olarak Türkiye’de gençlerin %50’si bağımlılık riski altındadır.
Ülkemizdeki uyuşturucu bağımlı sayısının 1 milyon 700 bin olduğu tahmin edilmektedir. Uyuşturucu ile mücadelenin dönemsel bir şekilde yürütülmesinin kesinlikle başarılı olacağı mümkün görülmüyor.”
Bağımlılıkla etkin bir mücadele olmadığından 2021 yılında verilen rakamların daha da arttığını düşünürsek durumun çok daha kötü olduğunu söyleyebiliriz. İçimizi dağlayan, insanlarımızı canice katleden bu sineklerle uğraşmaktan daha çok bataklığı kurutmanın yolları üzerine çalışmamız gerektiğini unutmamalıyız. Gençlerimizin içerisine düştüğü ve birçok gencimizin de düşme tehlikesinde olduğu bağımlılık bataklığını kurutmak için devlet ve sivil toplum üzerine düşeni fazlasıyla yapmak durumundadır. Aksi takdirde merhamet ve insanlığı yaşatmaya çalışan insanlarımız bağımlı canilerin eliyle katledilmeye devam edecektir.